Remember Me (2010)

Gönderen: sinesefil | Cumartesi, Ağustos 14, 2010

(2. bir uyarıya kadar filmin tadını kaçıracak bir spoiler içermemektedir.)


"Eğer beni duyabilseydin, parmak izlerimizin dokunduğumuz hayatlardan kaybolmadığını söylerdim."


Geçmişin gölgesi gelecekteki ilişkilerimizi etkiler mi? Başımıza gelen kötü olaylardan ders alırda mı değişiriz? Yoksa sadece değişmemiz gerektiği için mi değişmişizdir? “Remember Me/Beni Unutma” da insanların değişmek için neleri beklediğini, zamanlamanın, daha doğrusu akan zamanın değişimlerin gelecekteki ilişkilerine ne denli etki ettiğini güzel bir biçimde vurguluyor.


Filme başlarken keyifli, hafif tempoda giden, alelade romantik komedi bir film bekliyordum karşımda fakat daha ilk sahnesinden durumun böyle olmadığını anlamıştım. Film metro istasyonunda kızı ile oynayan bir kadının gaspçılar tarafından öldürülmesi ile başlıyor ve daha sonra uzun süre bu olaya başlı bir konu gelişmemekle birlikte Tyler’ın (Robert Pattinson) sıradan görünümlü yaşantısında buluyoruz kendimizi. Sabah uyanınca sigara içtiği yangın merdiveni, dağınık odası, uçarı ev arkadaşı ve filmde ki baskın karakterlerden olan babası Charles (Pierce Brosnan) ile 11 yaşındaki kız kardeşi Caitlyn (Alyssa Craig) ile tanışıyoruz. Charles çocuklarına karşı ilgisiz davranan, iş hayatında olduğu gibi ailesine karşıda sert tavırlar sergileyen, etrafındaki insanlara 2 basamak üstten bakan zengin bir iş adamıdır. Tyler yıllar önce abisinin kendini asarak intihar etmesinin sebebi olarak babasının bu ilgisizliği ve baskıcılığını görmektedir. Bu sebeple aralarında daima süregelen bir çekişme söz konusudur. Babasının varlığı ile çok rahat bir hayat sürebilecek iken kendisini idame ettirmek istemekte ve babasından gelecek en ufak maddi desteği bile kabul etmemektedir.




Charles çocuklarına karşı ilgisiz davranan, iş hayatında olduğu gibi ailesine karşıda sert tavırlar sergileyen, etrafındaki insanlara 2 basamak üstten bakan zengin bir iş adamıdır. Tyler yıllar önce abisinin kendini asarak intihar etmesinin sebebi olarak babasının bu ilgisizliği ve baskıcılığını görmektedir. Bu sebeple aralarında daima süregelen bir çekişme söz konusudur. Babasının varlığı ile çok rahat bir hayat sürebilecek iken kendisini idame ettirmek istemekte ve babasından gelecek en ufak maddi desteği bile kabul etmemektedir.

Filmdeki esas kızımız ise Ally (Emilie de Ravin) dir. Henüz 11 yaşında iken metroda annesinin öldürülmesine tanık olmuş, baskıcı olmasa da her şeyin kontrolü altında olmasını isteyen polis memuru babası Neil (Chris Cooper) ile hayatını sürdürmektedir. Bu iki ailenin kesişmesi bir gün bir sokak kavgasına karışan, daha doğrusu güçsüz ve haklı olanı korumaya çalışan Tyler’ı biraz pataklaması ve 1 gece nezarette tutması ile gerçekleşir. Daha sonra tesadüfen olmayan bir şekilde Tyler ile Ally tanışırlar. Bu tanışma Tyler’ın ev arkadaşının verdiği büyük gaz ile olsa da beklenen, olmazsa olmaz olur ve Ally ile Tyler birbirlerine aşık olurlar.

İki gencin aşkını anlatıyor görünse de aile bireyleri arasındaki ilişkiyi de orta ölçekte konu eden bir film Remember me. Her karakterin kendi hayatlarına dair farklı isteklerinin olması farklı hayatları aynı film içinde inceleyebilmemizi sağlıyor. Tyler’ın ev arkadaşı Aidan’ın seks ve alkole düşkünlüğünün altında yatan salt mutluluğu arama çabası, Charles’ın yaşanılan büyük acılara rağmen dik durmak istemesinin altında yatan güçlü olma çabası. -ki filmdeki büyük olaydan sonra bile araba başında gücünü toplamaya çalışıyor.- Yazıda çok bahsetmesem de filmde önemli bir yan karakter olan Tyler’ın kız kardeşi Alyssa’nın gergin aile ortamından etkilenişi ve okuldaki arkadaşları ile yaşadığı sorunlar. Karısı öldürülmüş bir polis olan Neil’in çaresizlik ile olan savaşı ve bir daha çaresiz kalmamak için her şeyi kontrol altında tutmak istemesi gibi filmde iki kişinin aşkı dışında farklı karakterlerinde psikolojik durumlarını sahne sahne yansıtıyorlar. Bu durum konu bütünlüğü açısından çok sağlıklı olmasa da anlatılan olayların dikkat çekici olması ile durumu kurtarıyor.

Filmde Pierce Brosnan canlandırdığı karakter izleyiciye hangi duyguyu tattırması gerekiyorsa bunu başarı ile yapıyor. Bazen burnu büyük tavırları ile kendisinden nefret ettiren, oğlunun toplantı salonuna yaptığı sert girişteki sahnesi ile tabiri yerinde ise yürek dağlayan, son sahnelerde karakterin gösterdiği değişimi izleyiciye çok iyi yansıtan bir performans sergilemiş.

Lost’tan da tanıdığımız Emilie de Ravin’i çekici yapan tek şey doğasında bulunan Avustralya aksanı olsa gerek. Fotoğraf çekilecek olsa mükemmel bir konu mankeni olur ama iş süregelen zamanda mimikler ve sesteki tonlama olunca sınıfta kalıyor. Zira Robert Pattinson’da elinde müsait sahneler, dialoglar olmasına rağmen aman aman bir performans sergileyemiyor. Mevcut elinde bulunan karizmatik varlığı ile filmi emekletebiliyor.




FİLMİN SONU İLE İLGİLİ SPOILER


Filmin 11 Eylül 2001 olayına bağlanması beklenmedik bir son olsa da zaten iki gencin aşkı ile aile içi sorunların arasında kalmış bir filmi üçüncü bir hatta yönlendirmekte ve ana konudan oldukça uzaklaştırmakta. Sonuç yine kaçınılmaz son ile bitse de bunun çok farklı bir biçimde olması filmin genel şablonuna çok daha uyabilecek bir duruş sergileyebilirdi. Verilmek istenen genel mesaj, “ölümün ne zaman nerede karşımıza çıkacağı belli değildir. Her şey yoluna girdi deriz ve… kaçınılmaz son. En iyisi bırak ıvırı zıvırı da anı yaşa” olsa da bunu 11 Eylül’e bağlaması film bittiğinde “Ne alaka lan?” sorusunu akla getirmedi değil, hatta genel konudan bir hayli uzaklaştırdı da diyebiliriz.


Genel olarak sahne sahne çok eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir film Remember me. Fakat konu bütünlüğü ele alındığında oldukça dağınık bir görüntü çizmekte. Romantizm temalı bir film mi? Yoksa aile sorunlarını anlatan bir drama mı? İkileminde sıkışıp kalasına rağmen saate bakmadan izleyebileceğiniz eğlencelik bir film.


Son olarak “Hayatta yaptıklarınız önemsiz olacaktır, önemli olan onları sizin yapmış olmanızdır çünkü bir başkası yapmayacaktır.

Yazan: vidanjör

0 Response to "Remember Me (2010)"

Yorum Gönder

sinesefil@twitter

sinesefil | copyright 2010
Sefiller diyarından duyurulur: Sitede yer alan tüm yazılı ve görsel zamazingolar el emeği, göz nuru, alın teridir.
İzinsiz kullanmaya kalkmayacağınızı biliyoruz, ola ki öyle bir densizlik ettiniz, sakın korkmayın;
peşinizden Reservoir Köpekleri'ni salacak ne hâlimiz var, ne de tâkatimiz.
Adı üstünde hepimiz bir avuç sefiliz. Şimdi uslu uslu oynayın bakalım. Öptük sizi kuzucuklar.